0

Sponsorluk

Posted by M. Gizem Akbulut on 19:08 in
Sponsorluk genelde kar amacı gudulmeden spor, sanat, kültür ve sosyal olaylara kişiler veya firmalar tarafından maddi veya manevi verilen destek anlamına gelir.
Bazı kurulusların sponsor olmaları kendi menfaatlerine cok buyuk katkı saglar bu katkılar:

1.Reklamı yasak olan urunlerin(içki,sigara gb) reklamı
2.Tv reklamlarından daha ucuz olmaları
3.Sponsor olunan durumun buyuk kitlelere hitap etmesi
4.Kitlelerle duygusal bağ kurulması
5.Bazı dallarda vergiden avantaj saglamak

Şimdi düşünelim Avea Fenerbahçenin sponsorlugunu aldı.Zaten marka bilinirligi yuksek olan firma birçok taraftarla arasında duygusal bag kurdu.Turkiyede futbol gercekten fanatiklik boyutunda oldugu için FB'nin fanatik taraftarları hat almak istediklerinde Avea'yı tercih ettiler.Hatta sırf bu durumu pekiştirmek adına Avea taraftar hattı bile cıkardı.

Sponsorluklar firmanın imajı içinde fayda saglayan konulardır aslında,buna da ornek olarak Borusan'ı verebiliriz.Borusan jazz festivallerine sponsorluk yapıyor,bu da Borusanın elit bir firma olarak hafızamıza kazınmasına sebep oluyor.
Peki buyuk sponsorluklara firmalar ne kadar ödemede bulunuyor?

işte size bir ornek ve bu ornegin 1 ay içerisinde medya organlarında isiminin yayınlanma sayısı

Ülker-Galatasaray için basketbolda 2 milyon,futbolda 5 milyon dolar yıllık anlasma yapılmıs buna karsılık 2008 mart-nisan ayı içerisinde Galatasaray Cafe-Crown adı ile medya da 492 kere yayımlanmıs.
Bu sponsorluklar her zaman faydali da olmuyor tabiki,aynen Vestel Manisa spor sponsorlugunda Vestelin başına geldiği gibi,Vestel 29 Agustos 2007 de sponsorluktan cekildi ve bunun sebebinin ise Vestel'in satışlarının 15 nisan-15 mayıs doneminde buyuk dusus yasaması olarak dusunuluyor.






0

3D İnsan Boyama

Posted by M. Gizem Akbulut on 01:44 in

Daha once bir boya lansmanının da boya tanıtımı için mankenlerin boyandıgını gormustum fakat bu calısmalar gercekten sanat eseri.Çok kalıcı olmasa gerek ama goruntuler muhtesem


Bu çalısmalar Emma Hack adlı bir sanatçıya ait.Bu çalısmaların sanatsal yonlerinin yanısıra gorsel showlarda da cok degisik ve ilgi cekici olarak kullanılabilmesi mumkun.



Yandaki gibi bir calısma bir ressamın resim sergisinin gala gecesinde cok dikkat cekici ve konsepte uygun olabilirdi.Bu çalısmaları cok alternatif acılardan da kullanabiliriz.Ki zaten sanatci sanatını reklam alanında da kullanmıs.Alttaki resimde tabiki reklam konusunda her turlu ilki yapan Coca-Cola tarafından kullanılmıs.Bu calısmaların kullanılması içinde toplumun musait olması gerekli.Her turlu ortam ve marka için bu çalısmaları kullanmak maalesef mumkun degil.









0

Farklı Markalar Farklı Reklam Stratejileri

Posted by M. Gizem Akbulut on 23:51 in


Benetton'un SS stratejisi


İtalyan firmasının reklamcılıkta farklı olmasının sebebi reklamlarında sosyal sorumluluk (SS) temasının olması. Reklamlarda konu olarak açlık, özgürlük, savaş gibi temaları işliyor ürünlerin reklamına odaklanmıyor.Benetton'un sahibi reklamları için sadece firmaya kazanc saglamasın tüm dünyaya örnek olsun diye bu stratejiyi güddüklerini ifade ediyor.Tabi bu değişimi ülke başkanlarından tutunda sıradan vatandaşlara kadar eleştirenler de var.Bu sosyal sorumluluk gerektiren konuları Benetton'un kendi çıkarı için kullandığı,duygu sömürüsü yaparak müşteri çekmeye çalıştıklarını idia ediyorlar. Fakat Benetton bu stratejinin bir çok firma tarafından uygulanması gerektiğini,kendilerinin bu konulara dikkat çeken tek marka olduklarını ve bu stratejileri yüzünden reklamlarda farklılık yarattıklarını bununda reklam ajanslarını korkuttuğunu ifade ediyor.Sonuç olarak da bu eleştirilerin bu korku sebebiyle yapıldığını idia ediyorlar.

Nestlé'nin Osmanlı Zamanındaki Pazarlama Stratejileri
Günümüzde çoğu firmanın aşağı yukarı ne pazarlama stratejisi veya reklam kampanyalarının sebepleri tahmin etmek ve hatta önceden ön görmek mümkün.Peki eskiden bu kadar çok görsel,yazılı,sözlü medya yokken ne yapıyorlardı? İşte size nestlé'nin Osmanlı zamanında yaptıkları...
Avrupa'da olduğu gibi, Osmanlı piyasalarında da satış temsilcileri ürünlerin dağıtımını sağlıyordu. Satışta, eczaneler büyük bir önem taşıyordu çünkü bebek maması sadece bir ana sütü yedeği olarak değil, hasta çocuklar ve daha sonra yetişkinler için de bir ilaç olarak kullanılıyordu. Satış mümessilliğinin dışında, Osmanlı İmparatorluğu'nun İzmir, Selanik, Kahire ve İskenderiye gibi büyük şehirlerinde de distribütörler bulunuyordu ve çoğu eczaneydi. İstanbul ajanı tüm günlük Osmanlı gazetelerine ve periyodik yayınlara reklam vermekle mesuldü. Nestlé sadece Vakit gibi Osmanlıca/Türkçe yayınlara değil, yerli azınlıklara hitap eden gazetelere de reklam veriyordu. 19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da yapıldığı gibi, burada da ürünü deneyen tıp uzmanları, özellikle çocuk doktorları, gazete makaleleriyle önerilerde bulunuyorlardı. 1890'larda eşantiyon ürün, broşür, tanıtım dergisi, resim ve reklam panoları için masrafların arttığı görülüyor. 20. yüzyılın başlarında ise, bu tür araçlar için yapılan harcamalar reklam masraflarını geçmeye başladı. Diğer taraftan, Nestlé geleneksel Osmanlı esnaf yöntemlerini kullanıp, ürünü tanıtmak için bir deve üstünde müzik çalarak sokakları geziyordu. Bu yöntem özellikle okuma yazma bilmeyen Osmanlı tüketicisine ulaşmak için kullanılıyordu


0

Reishi Ganoderma Ölümsüzlük Mantari

Posted by M. Gizem Akbulut on 00:47 in
Geçen gün tanıdığım biri doğum yaptı onun için çiçekçiye girdiğim sırada vitrinde bu mantarı gordum. Değişik geldi çiçekçiye sordum adam çok ayrıntılı olmasada anlatmaya başladı eskiden çin imparatorları bu mantarı yediğinde hayatlarının uzayacağına inanırlarmış.Merak ettim efsaneyi araştırdım.Çiçekçinin anlattıkları doğruymus.

Çin seddini yaptıran Shih-Huang bu mantari yiyen ilk imparatordur.O dönemki inanışa göre bu mantar Tanrıların ve imparatorların yiyecegi olarak kabul edilirdi.Halktan birinin bu mantari yemesi kesinlikle yasaklanmıştı.Eğer halktan biri bu mantardan bulup da saraya teslim etmezse çok ağır cezalandırılıyor tam tersi getirirsede ödüllendiriliyordu.Bir hikayesi de çin imparatoru Ti'le ilgili.Bu imparator 300 güzel kadın ve 300 güçlü erkeğin bulunduğu bir ekibi gemiyle bu mantarlarin çok bulunduğu bir adaya gönderir fakat gemi giderken batar.Kazazedeler adaya çıkarlar fakat geri donemezler.Daha sonrada burada medeniyet kurarlar ki bu medeniyette Çin efsanesine gore bugünki Japonyadır.

Bu arada şuna da değinmeden geçemeyeceğim sağlık ürünleri üreten firmalar bu mantarı tıpkı benim duyduğum gibi duymuş,sera ortamında seri üretime başlamış ve bir çok rahatsızlığa iyi geldiği iddasıyla kapsul haline getirip satmaya başlamışlar.Hakkında böle efsaneler olan bir ürünü pazarlamak çok farklı olacağa benziyor.


0

Logo Hikayeleri

Posted by M. Gizem Akbulut on 18:58 in
Mercedes-Benz
Mercedes'in uzerinde gorunen 3 koseli yıldız hava,kara ve sudaki gucu temsil ediyor.Mercedes'in yaratıcısı Cari Benz ilk olarak Chryslerle çalışıyordu fakat daha sonra kendi markasını yaratma kararı aldı ve markanın adını tek kızı olan Merceden Benz'in ismini verdi.Sizcede logodaki yıldızların manası daha cok ön plana cıkarılıp reklamlarda kullanılmalıydı degil mi?

BMW

Araba logolarından baslamısken birkac markayla devam etmek istedim.Bmw 'un mavi beyaz renkleri Almanya'nin Bavyera eyaletinden geliyor.İlk olarak uçak motoru üreten firmanın logosunda hissettirmek istedigi ise lastik içerisinde pervane figuru.




AUDİ
Sıra geldi Audi markasına,Audi ilk olarak araba birligi adına bir araya gelen 4 firmadan oluşmaktaydı bu sebeple logosunda birbirine kenetlenmiş 4 halka var ve bu halkaların her biri de ayrı ayrı firmaları temsil ediyor. Audi ismi bu birligin eski yoneticilerinden olan August Horsc tarafından verilmiş.Direk kendi ismini vermek istemeyen yönetici kendi adının latince karşılığını bulup markanın ismini yaratmış.



LACOSTE

Lacoste markasının sahibi ve yaratıcı eski meshur bir tenisçi olan Rene Lacoste,1926 yılındaki bir şampiyonada kendi tasarladığı teri emen bir gomlek giymişti ki bu kumaş su anda lacoste'un simgesi olan polo yaka tshirt ve sweatshirtlerde kullanılan kumaştır.1927 de ise timsah derisi bavulunun uzerine kendi oynayacagı oyun uzerine bahise girmiş ve medya bunun üzerine Rene Lacoste'a timsah lakabını takmış.Arkadaşı olan Robert Geore kendisinin giydiği tenis kıyafetlerinin üzerine timsah logosunu dizayn edince lacoste'un su anda pazarda dahi arma olarak satılan logosu çıkmış oldu.

MICHELIN


Bu şişman sevimli adamın adı Bibendum .Michelinin sahibi Edouard Michelin mağazasında ustuste duran lastikleri gorunce kollari olsa adama benzeyecek yorumu yaptı ve bunun üzerine de reklamcısına lastik seklinde adam çizdirdi,İşte Bibendum da böylece dünyaya geldi.

0

Henry Ford'un ve Ford Logosunun Hikayesi

Posted by M. Gizem Akbulut on 15:19 in

Henry Ford 30 Temmuz 1863'de Dearborn/Michigan'da İrlanda kökenli bir çiftçinin altı çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya geldi. Oniki yaşındayken annesini kaybeden Henry, boş zamanlarını kendisine kurduğu bir mekanik atölyesinde geçiriyordu. Burada 15 yaşında ilk buharlı makinesini yaptı. Detroit'te bir şirketin atölyesinde çıraklığa başladı ve önceleri cep saatleri onarımı konusunda uzmanlaştı. Cep saatlerini büyük çapta uygun fiyata üretme planından kısa bir süre sonra vazgeçti. 1882'de Michigan'ın güneyinde buharlı makine montörü olarak ilk kez sürekli bir işe girmiş oldu.

1891'den sonra Detroit'te Edison Illuminating Company'de (Işıklandırma Şirketi) mühendisliğe başladı (1893'te başmühendis oldu). Boş zamanlarında otomobil üretimi üzerinde çalışıyordu. İlk tek silindirli benzin motorunu 1893'te kendi evinin mutfağında üretti. Üç yıl sonra ilk otomobilini yaptı. 33 yaşındaki Ford, bisiklet tekerlekleri monte ettiği bir şasiye bir motor taktı. İlk şirketi olan Detroit Automobile Company, kuruluşundan birbuçuk yıl sonra, 1890'da iflas edince, Ford 16 Haziran 1903'te hisselerine % 25,5 oranında ortak olduğu Ford Motor Company'yi kurdu. Aynı yıl içinde ürettikleri ilk otomobil ABD'de satıldı. 1904'ten sonra otomobillerini başka kıtalara da ihraç etti.


Ford'un, iş bölümü ve rasyonelleştirme yoluyla daha düşük maliyetli bir üretime ve daha yüksek satış sayılarına ulaşılacağına ilişkin düşüncesi tutundu. Aynı zamanda daha kısa çalışma saatlerini ve daha yüksek işçi ücretlerini savunmakla birlikte şirketinde sendikal eylemleri kabul etmedi."Fordizm" izleyen zamanlarda çok sayıda işletme tarafından benimsendi.Şirket Başkanlığına Oğlu Edsel 1943'te ölünce Henry Ford yeniden şirketinin yönetimini üstlendi. 1945'te savaşın sona ermesiyle silahlanmaya yönelik siparişlerin çoğu iptal edilince, Ford rekor sayılacak bir süre içinde barışsal üretime geçti. Temmuz 1945'te ilk binek otomobili üretim bandından çıktı. Bu, ABD'de üç buçuk yıldır üretilen ilk arabaydı. Bundan iki ay sonra Ford, şirket yönetimini torunu Henry Ford II'ye devretti. Şirketin kurucusu Ford, 7 Nisan 1947'de, 83 yaşında, Dearborn/Michigan'daki evinde bir beyin sektesinden öldü.


FORD LOGOSUNUN HİKAYESİ


Her şey 1903′ün yaz aylarında başlamıştı, Childe Harold Wills, Henry Ford’un mühendis bir asistanıydı ve tam anlamıyla bir ticari sanatçı gibi eğitilmişti. Onlu yaşlarında dahi kendi cep harçlığını kartvizit baskıları yaparak çıkaran Wills halen kendi baskı makinesini evindeki çatısının arasında tutuyordu. Bu becerisinin, onu dünyanın en bilinen logolarından birisinin tasarlayıcısı olmasını sağlayacağı aklına gelmemişti şüphesiz ancak Henry Ford “Ford Motor Company” kelimelerinin stilize edilmiş bir versiyonun yazılmasını görevini ona vermişti. İlk defa 1904 yılında bir arabada kullanılan amblemde, tıpkı Coca Cola’nın “C” harfine yaptığı hareketli tasarımı Ford’un “F” harfine uyguladılar.
1906 yılında geliştirilmeye devam eden bu el yazısı şeklindeki amblem, 1906 yılında “F” ve “d” harflerinin uzun kuyruklarıyla birlikte arabanın radyatörleri üzerinde yerlerini almıştı. 1911′de şimdiki el yazısı şeklindeki Ford amblemi haline gelen bu tasarımın oval içerisinde kullanılması 1927 yılında gerçekleşti. Fon renginin koyu mavi olduğu bu tasarımdan sonra 30′lu yıllarda bu tasarım kayboldu ta ki 2. Dünya savaşının hemen ardından bu sefer kırmızı bir fonla tekrar kullanılmaya başlandığı tarihe kadar.
kaynak:

www.pazarlamamarketting.com





0

Hizmet Sektorunde Pazarlama

Posted by M. Gizem Akbulut on 23:56 in

İki çesit ürün pazarlayabiliriz,ilki elle tutulur,gozle gorulur maddesel urunler digeri de maddesel olmayan hizmet diye adlandırdıgımız hayatımızı kolaylastırmak adına yapılan yardımlasmanın urun olarak satılması.Gozumuzle gordugumuz islevini bildigimiz urunleri pazarlamak bir hizmeti pazarlamaktan cok daha kolaydır.Cunku siz tuketicinin onune elliyle dokunabilecegi islevini kesin olarak bildigi bir meta sunarsınız fakat hizmette işin içine insan faktoru girdigi tuketici ikna edip satabilmek tamamen satıscının kabiliyetine ve gecmişte yaptıgınız işlere kalıyor.Hizmetler değişik bakış açılarına göre sınıflanabilir.

Bu sınıflamaya göre hizmetler 4 gruba ayrılmıştır.

Bunlar;

1- DAĞITIM HİZMETLERİ : Bunlar mal ve hizmetlerin alıcı ve kullanıcılarına ulaştırılması ile ilgili hizmetlerdir. Taşıma, depolama, haberleşme ve öteki ticari hizmetler gibi.

2- ÜRETİCİ HİZMETLER : Üretici işletmelere sunulan hizmetleri ifade ederler. Hukuk bankacılık hizmetleri gibi.

3- SOSYAL HİZMETLER : Kişilere topluca sunulan hizmetlerdir. Sağlık, eğitim ve öteki kamu hizmetleri gibi.

4- KİŞİSEL HİZMETLER : Bunlar kişilerin özel ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya yönelik olarak sunulan hizmetlerdir. Ev ve tamir bakım hizmetleri gibi.

Her bir grupta baslıca faktor insan faktörüdür.İnsan çok değişken olabildiği için düzgün bir takım çalışması ve eksiksiz bi koordinasyon bu sektordeki iş sırasında oluşabilecek her türlü problemi çözebilmenin en kolay şartı diyebiliriz.Hizmet pazarlamasında yapılabilecek en akıllıca davranış rakiplerin iyi araştırılmasıdır.Hizmeti pazarlarken müşteriye güven verebileceğimiz ve farklılaşabildiğimiz en önemli faktör geçmişte yapılan işlerdir.Yani referanslar.Referanslarınız toplum tarafından bilinen firma veya kişilerse sizinde o işi almanız kolaylaşacaktır fakat bu duruma gelene kadar nasıl müşteri elde edebiliriz? İşte bu aşamada rakip analizi ve farklılaşma ön plana çıkıyor.Rakiplerinizin yapmadığını yapmak sizi öne çıkaracaktır.Bir önemli konu da risk analizlerinin doğru yapılıp bunun planınında müşteriye sunum olarak ifade edilmesi.Kısaca müşterinin aklında soru işareti bırakmamaktır.

Örnek olarak son dönemde hayatımızda bir anda merkez haline gelen 3G uygulamasını verebiliriz.Turkcell ve Vodafone iki rakip olarak bu konuda çekişme halindeler.Vodafone müşterilerine dünya lideri olarak 3Gde tecrubeli oldugunu ifade eden reklamlarla oluşabilecek sıkıntıları ki bunlarda bu sosyal hizmet grubundaki risklerdir daha önceden karşılaştığını ve çözümlerini bildikleri ifade eden reklamlarla gelerek müşterinin güvenini kazanma politikasıyla satışlarını arttırmayı hedefliyor.
Sonuç olarak hizmet sektörü pazarlamasında en önemli faktör insandır ve iyi eğitimli satışçılarla müşterinin güvenini sağlayıp satışı kapadıktan sonra yapılan işin kalitesi,riskleri karşılamak yapılan küçük ama dikkat çeken farklılıklarla piyasada tutunmak işin aslını oluşturmaktadır.

Copyright © 2009 M. Gizem Akbulut All rights reserved. Theme by Laptop Geek. | Bloggerized by FalconHive.