Son dönemlerin yeni trendi yenebilen buket halinde çiçekler.Bunlar ister meyvelerin çiçek gibi kesilip sunulmasıyla oluyor isterseniz leziz çikolataların çiçek modellerinde yapılmasıyla ve hatta cok daha ileriye gidip kurbiyelerden bile yapılabiliyor.Anneler günü,Sevgililer günü gibi özel gunlerde sıradan çiçek almaktan veya sıradan hediyeler almaktan sıkıldıysanız bu da size tavsiye edebileceğim alternatifler arasında.

İşte Sevgiliniz için hediye çikolata kaplı kırmızı güller

Kdv dahil:105tl

Sunny adını verdikleri bu aranjman ise kurabiyeden yapılmış.Bitter çikolata ile kaplanmış,sarı royal krema ile süslenmiş kurabiye çiceği.

Kdv dahil:79tl

Bu da Melany yani sırf lezzetli meyvelerden yapılmış çiçek sepeti hem görüntü olarak hemde lezzet olarak inanılmaz.

Kdv dahil:89tl

www.bonnyfood.com'dan daha fazlasını bulabilirsin küçük bir hatırlatma bir çok ürün için İstanbul içi ücretsiz ve takip ederseniz haftanın ürünlerinden faydalanıp çok daha ucuza bu güzel buketlere sahip olabilirsiniz.Afiyet olsun:))

Coca-cola kesinlikle global pazarlamaya yabancı değil.Uzun zamandır dünyanın alkolsuz içecek piyasasına hukmeden coca-cola ve onun markaları dünyada 180 ülkeden fazla yerde satılıyor.Nitekim geçen yıllarda yerel marketler kendi seslerini kaybetti.Coca-cola kendi imajını surekli yenileyerek global pazardaki yerini ise saglamlastırdı.Sonuc olarak alkolsuz içecekler pazarına hukmediyor.

Buyuk "global kola savaşları"tabiki Pepsi cola ve Coca-cola arasında gerçekleşip başkalarını bu savaşa dahil edilemez duruma getirdiler.Coca cola deniz asırı yerlerde 3 te 1 oranında daha fazla markete kendi 5 markasıyla sahip yani diet cola,fanta,sprite,coca cola ve cola zero.

Coca-cola birden cok pazarlama aktivitesiyle Pepsi'yi uluslararası duzeyde ezip gecti diyebiliriz.

Sonuc olarak Pepsi uluslararası gazlı içecek klasmanında en altlarda olmayıda tecrube etti.Hal bu haldeyken Coca-cola latin Amerikada satıs oranlarını hayli arttırdı aynı zamanda Çin'de yuzde 29'luk,Hindistanda yuzde 17'lik ve Filipinlerde yuzde 16'lık buyume katetti.

Pepsi artık performansını gelişmekte olan piyasalarda harcamaya karar verdi.Çin,Endonezya ve Hindistan.Coca-colanın buyumeye devam ettiği fakat liderligi henuz alamadığı ulkeler.Bu 3 gelişmekte olan piyasalarda 2.4 milyar insan yaşıyor ve buda dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadar demek.Genç nüfuslarıyla birlikte tevsi eden gelirleri ve henuz gelişmekte olan alkolsuz içecek piyasası Coca-cola ve Pepsi için ilk öncelikli potansiyel pazar olma özelliği gostermekte.

Mesela;Çin' de 1.2 milyar tüketici ortalama olarak yılda 5 gazlı içecek tuketiyor,Amerikada ise rakam 343.Endonezya ya baktığımız zaman neredeyse tamamı müslüman olan ülkede içki içmek yasak olduğu için Coca-Cola burayı alkolsuz içecek cenneti olarak tanımlıyor.Ama bu gelişmekte olan piyasalarda Pepsi Coca-cola'nın rekabeti zor yatırımları ve uluslararası pazarlama anlayışı ile karşı karşıya kalıyor.Örnek olarak 2000 yılında Coca-cola teknolojinin son ürünü asya şişeleme fabrikasını neredeyse 2 milyar dolar harcayarak kurdu.Coca-cola ayrıca piyasanın gerektirdigi yontemleride uygulamaya geçirdi örneğin Çinde yeni yılda televizyon reklamı olarak kafasından kuyruguna kadar kırmızı coca-cola kutuylarıyla suslenmiş bir ejderha yapıldı.Reklamdaki mesaj "Bir çok ülke için kırmızı renk iyi şans ve zenginliği simgeler.Kim eski zamanlarda kalma bilgeliğe karşı gelebilir ki"içeriyordu.

Hindistan'da Coca-cola agresifce kendine yerel imaj belirlemeye çalıştı.Bunun içinde Dünya Criket şampiyonasının resmi sponsorlugunu aldı ve hindistanda reklam yapılırken aktorler yerine hindistanlı kriket taraftarları reklamlarda oynatıldı.Bunlara ek olarak Coca-colanın satış personeli ev ev dolaşarak kendilerine yeni musteriler cekmeye çalıştılar.Ayrıca sadece Yeni Delhi'de 100.000 den fazla bedava coca-cola ve fanta çalışan insanlara dağıtıldı.

Coca-colanın inanılmaz global gucunu sprite'ın satıslarının bir anda inanılmaz artmasından daha fazla hic bir sey gosteremez.Sprite'ın reklam kampanyalarının direk hedefi dünyanın genç nüfusu oldu bunu da imaj hic bir sey susuzluk herşey,sussuzlugunu dinle mesajıyla gerçeklestirdiler.

Kampanya gençlerin asi tarafını hedef aldı.

Sonucta Coca-cola tarihte global guc olarak en karlı firmaların arasında yer alıyor.Nasıl karlı derseniz Coca-cola nın stok market degeri 1919da 40 $ken su anda yaklasık olarak 4,900.000$.

Kaynak:Principles of Marketing/Eight edition

Bugün öylesine tasarımlar arasında dolaşırken farkettim ki en çok ve en eglencelilerinden biri de kupa tasarımları.İş yerlerinde evinizden bir parça olarak sizi mutlu eden kupalar ve tabii evde ki kahve ve çay keyfinizi renklendiren yine kupalar.Sanırım bende de bir kupa alma hastalığı var.İşte sizin için seçtiğim bir kac kupa tasarımı.

Çiftlere özel kullanımı biraz güç bir kupa tasarımı yeni evli arkadaşlara ev hediyesi olarak sevimli gorunuyor:)

Acil durum kupa tasarımı evde çay kalmamış yada iş yerinde hani olur olur ya ama sizin hala sakladığınız bir tane var.

Hep siz mi kahve içiceksiniz biraz da kupanız içsin sürekli sizin için kahve taşıyıp yoruluyor canım.

Reklam sektoru dunyada cok gelişmekte şahsi fikrim olarak maalesef biz biraz daha geriyiz.Türkiye de etkileyici reklam yapılabilmesi için mutlaka duygusal tarafımızın kullanılması gerekiyor.Mesela İş Bankasının Atatürklü reklamı bence çok etkileyici ve hoş bir reklamdı fakat duygusal tarafımızı kullanılarak etkileyici hale getirilmiş bir reklamdı.Bizim reklam ajanslarımız üzülerek sölüyorum ama bizi şaşırtacak veya ürünün özelliğini etkileyici bir şekilde ifade edecek pek reklam çekemiyorlar.Tabii ki arada çok hoşuma giden reklamlarda olmuyor degil.Çok acımasızda olmamalıyız.Fakat hangimizin aklında kalıcı bir ürün reklamı var?

Ne zaman olduğunu tam olarak hatırlamıyorum fakat YKM mağazalarının torba dizaynı gerçekten etkileyiciydi.Aklımızda bıraktığı modern olmayan,düz ve gençlere hitap etmeyen imajını kırmak mükemmel bir seçimdi.Sadece torbalarıyla değil yeni mağaza düzenleri,kıyafet dizaynlarıyla tamamen yeni bir YKM olma yolunda ilerliyorlar.

Türkiye'de reklamlar genellikle ürün veya hizmet sektöründe faaliyet gosteren firmaların reklamları oluyor.Son dönemlerde sosyal sorumluluk projelerinin reklamlarıda oynamaya başlasada bu reklamlar genelde bizde dalga konusu oluyor bunuda gogus kanseri reklamı için soyunan manken ve oyuncuların neden soyunduğuyla değil tamamen soyunmalarıyla ilgilenmemizden belli oluyor.Oysa yurtdışındaki televizyonlarda normal reklamların yanında insanları etkileyecek sosyal sorumluluk reklamlarıda vizyonlarda yerlerini buluyor.
Ürün ve hizmetlerin reklamlarında ise çok değişik yaratıcı reklamlarla tüketiciye vermek istedikleri hissi çok rahat ve ilginç konseptlerde yansıtıyorlar.Bacardi reklamını hatırlayalım o kadar güzel bir müziği vardı ki çok uzun zaman hepimizin cep telefonu melodisi oldu ve bacardinin eğlence hayatını canlandırdığı izlenimini çok rahat yansıttılar.Bizin içki reklamlarımızı ele alalım televizyonda yayın yasağı olduğu için yayınlanamıyorlar sinema ve yazılı yayın organları için hazırlanıyor ve sadece şişe,soğuk olduğunu yansıtan damlacıklar ve adı etkileyici bir ses tonuyla dile getiriliyor.

Bu sektörde gelişmekte olan bir grubumuz fakat çalışanların çok daha açık fikirli olmaları ve sanırım eleştirilere açık olmaları gerekecek.Keza biz millet olarak eleştirmeyi çok sever ama yapıcı olup desteklemek konusunda bir adım geride dururuz.

Duvarlarınızı 3 boyutlu sekilde boyatıp hem odanızı genişletip hemde inanılmaz bir manzara yaratabilirsiniz.Türkiye de uygulamasını yapanın olup olmadığını bilmiyorum fakat yurtdısında bazı sıradısı sanatçılar duvarlara,yollara hatta sokaklardaki duvarlara inanılmaz resimler yaparak gerçekle resimin ayırtedilmesini hayli zorlaştırıyorlar.Kimi resimde duvara bir raf izlenimi veya yolda derin bir yarık yada cok daha fazlasını yapıp sokaklardaki duvarlara örümcek adamı tırmandırabiliyorlar.

Bu sanat yayıldıkça ressamların arasında bunun bir sanat olup olmadığı bu resimleri yapanada sanatçı denip denilmeyeceği tartışılacağa benziyor.

Piyasalardaki zorlu rekaber koşulları sebebiyle reklamcılık ön plana cıktı.Bunun farkında olan firmalar artık insanların gorebilecegi her yere reklam verebiliyorlar.Yurtdısında bir cok ornegi olmasına rağmen Türkiye de ilk olarak uçakların uzerine reklam uygulamasını Pegasus havayolları baslattı.Sadece uçakların uzerine reklam almakla kalmayıp aynı zamanda ucakta yolculuk ederkende eskiden ve nadiren hala da olan vapurdaki pazarlama uygulaması gibi ucagın içinde de ürünlerin tanıtımı yapılıp yolculara alma imkanı sunuluyor.Bu uygulama iki yönlü fayda sağlıyor aslında ilki yolcular için firma reklam aldığı için size uçak biletlerini daha ucuza satabilme imkanına sahip oluyor, firma içinse hem reklamdan para kazanıyor,hem kendi verdigi hizmetten para kazanabiliyor. Pegasus sadece bu sayede degil bircok acıdan ucuza bilet satabilmek için yöntemler uygulamakta, uçak içinde verilen ikramlarin para ile satılmasi cam kenari bilet için ekstra ücret ödenmesi gibi.Bu yeniliklere bakılırsa diger havayollari firmalarının Pegasus havayolları ile rekabet edebilmesi için daha farklı vizyonla calısmaya baslamalari gerekecek.



Arçeligin dünyaya açılan Beko markasıda bu reklam uygulamasına katılan markalar arasinda yer alıyor .Arçelik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Şirzat Subaşı, “Kendi sektöründe böyle bir tanıtım faaliyetini ilk kez uygulayan marka olarak BEKO, sadece ürün ve hizmetlerinde değil, pazarlama ve tanıtım alanlarında uyguladığı yeniliklerle de farklılık yaratmaya devam ediyor. Şirketimizin uluslar arası pazarlarda lider markası olan Beko, üstün teknolojiye sahip ürünleriyle İngiltere, Fransa ve Almanya gibi önemli Avrupa ülkelerinde çeşitli ürün segmentlerinde birçok global markayı gerisinde bırakarak, liderliği elinde bulunduruyor. 106 ülkede sadece ürünleriyle değil, satış sonrası hizmetleriyle de tüketicisine ulaşan Beko, Pegasus’la yapmış olduğu bu çalışma sayesinde, artık tüketicilerinin sadece evlerinde değil Avrupa semalarında da yerini alıyor. Global pazarda güçlü bir konuma ulaşan Beko, faaliyet gösterdiği her ülkeye yönelik belirlediği reklam ve pazarlama stratejileri doğrultusunda gerçekleştirdiği uygulamalar sayesinde, tüketicilere farklı kanallarla ulaşmaktadır. Uygulamaya aldığımız mecraların en yeni örneği olan bu önemli girişimden doğacak olan sinerjinin, hem Beko hem de Pegasus’a önemli katma değer sağlayacağına inanıyorum” dedi.(kaynak:http://www.flypgs.com/haberler/beko-markasi-pegasus-ile-goklerde.asp).

Artık sadece işimizin nasıl yapılacagini degil yenilikleri baslatmak icinde surekli AR-GE yapılmasi gerektiginin bilincinde olmalıyız.

22 Mayıs Mary Cassatt Dogum gunu için yazılmıstır.

Mary cassat (1844-1926) pittsburgh’de, amerikalı bir bankerin kızı olarak dünyaya geldi. babasının nasihatlerinin aksine mary, pennsylvania güzel sanatlar akademisinde eğitimini görüp, avrupa’ya seyahat etti ve sonunda paris’e yerleşti. 1868’den itibaren, salon sergisinde ve new york’ta resimlerini sergiledi. gustave courbet (1819-1877) gibi fransız ressamlardan etkilenerek realist stilde çalışmaya başladı. bu noktada, sanatçı imkansızı başardı – çalışmaları, isteksiz edgar degas’ı (1834-1917) cezbetti ve degas, onun empresyonistlere katılmasını teklif etti. cassat grupla beraber, 1879’dan itibaren sergilere katılmaya başladı ve muhteşem, çığır açıcı gravürler üretmeye devam etti.
Erkek sanatci dolu bir paris’te kendi basina biseyler yapmaya calisan bir sanatci imis cassatt. degas’dan etkilenerek yaptigi resimler sayesinde kadinlarin toplum icerisinde statusunu degistirmeye calismis ve hakikaten basarili olmustur. soyle ki;
Resimlerinde sergiledigi figurler guclu ve ortami domine eden kisiliklerdir, toplumdan kolayca siyrilabilen tiplerdir. yani cogu ressamin yapmaya calistigi gibi, resimlerine bol bol kendi kisiligini katmistir.
Degas’in resimlerinde, zamanin kadin-erkek figurleri yansitilirken (pasif kadin, aktif erkek baabinda), cassatt resimlerinde tam tersini yaratmaya calismistir, bir anlamda o kadar ilham aldigi degas’i domine etmeye calismistir.
Genel olarak tum sanat hayatı boyunca eserleri yuksek fiyatla alıcı bulmus amerikali kadın ressam. sonunda o da kendine şatodan bozma bir malikhane almıs oraya yerleşmiştir..

Kendisinin bir kac tablosu:

Kaynak: www.guncell.com

Gozlerimiz saniyede 24 kare algılayabiliyor.Gordugumuz 25. kare ise direk bilinçaltımız tarafindan algılanıp kayda alınıyor.Bu sistemle yapılan reklamcılıgın ismi ise Subliminal Reklamcılık.Bu konuyu orneklemem gerekirse tv de bir film izliyorsunuz 1960 yılında Amerikada bulunan takistoskop denilen bir cihaz sayesinde reklamcılar bu filmin 25. karesini olusturup "coca-cola ic!" yazısını koyuyorlar.Sizin de canınız o anda kola cekiyor.Bu uygulama Amerika ve Rusyada yasaklanmıs fakat Turkiye de henuz bu konuda bir yasaklama bulunmuyor.

Reklam verenler Derneginin yaptıgı bir arastırma sonucu Turkiye'de de bu uygulamaya basvuran firmalar bulunuyor fakat bu reklamlar yayından kanuni bir yasaklaması olmadıgından kaldırılamıyor.Bilinçaltı bunu nasıl algılıyor derseniz Bilinçaltı dediğimiz şey, bilincin binde 999’unu oluşturuyor. Yani biz şu anda beni binde 1 seviyesinde görüyoruz.

Gözün fovea hareketleri bizim şu anda görmediğimiz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.

Göz 25. kareyi görmüyor ama saniyenin 3 bin de biri gibi bir zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde, insanların bir ürüne yönelimleri temin ediliyor. Mesela bir içki reklamında gözle göremediğimiz you buy (satın al) komutu yer alıyor.

Tekrar ilgi cekici bir ornek vermemiz gerekirse;

5 Temmuz 1971 tarihli Time’ın arka kapağında çıkmış Gilbey’s London Dry Gin reklamı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde ‘sex’ yazıyor. Bu reklam sayesinde Gilbey’s’in 1.5 milyon dolarlık satış yaptığı tespit edilmiş. Bunun üzerine reklamla ilgili bir araştırma yapılmış. Bu reklam deneklere gösterildiğinde yüzde 60’ı reklamın kendilerinde uyandırdığı etkiyi ‘doyuma ulaşma’, ‘sex düşkünlüğü’, ‘heyecanlanma’, ‘romantizm’, ‘duyguları okşayıcı’ gibi ifadelerle tanımlamış. Reklamın gizli mesaj içermeyen versiyonu ise denekler tarafından bu şekilde tanımlanmamıştır.

Bir baska ornekse Camel sigarasının yaptigi uygulama Camel bunu 1913 yılında yapmış. Bu ilmin 96 yıl önce Amerika’da çıkmış olduğunu gösteriyor. Bunu, muhtemelen, artık logomuz diyerek kabul ettirmiş olabilirler. Camel’ın yasaklanmış reklamı Camel satışlarını yüzde 5’ten yüzde 32’ye çıkarmıştı. Smooth character adındaki reklam kampanyasıyla Camel 1990’da sigara içmeye başlayan gençler arasında tercih edilme oranını 1.5 yıl içinde yüzde 32’ye çıkardı. Camel bilinçaltı reklamını çok iyi kullanmış bir marka. Deve figürünü artık nerede görürsek görelim beyin bunu Camel’le ilişkilendiriyor ve Cameldaki gizli mesaj ise Camel’in tek hörgüçlü devesinin ön bacağında dik duran bir erkek figürü. Dikkatli bakıldığında bu erkek figürünün çıplak olduğu görülecektir.

Reklamcılıgın dısında cok daha degisik iddialarda ortaya atılıyor.Subliminal mesajı bazı sarkıcılarında sarkılarında kullandıgı iddia ediliyor.Beatles üyesi Paul Mc Cartney'in 35 yıl önce trafik kazasi ile öldügü Beatles'in bir sakisini tersten calindiginda "Paul is dead"(paul öldü) mesaji ile ogrenilmiş.Veya Led Zeppelin'in Stairaway To Heaven tersten calindiginda seytana ovguler iceren mesajlar oldugu iddia ediliyor.Ayni sekilde Britney Spears’ın bir şarkısının içinden bile "Ben o kadar da küçük değilim, bana her istediğini yapabilirsin" gibi gayet şehvetengiz mesajlar çıkmış. "

Sonuc olarak bildigimiz ve her zaman gordugumuz seylerin aslinda gorundugunden biraz daha farklı oldugunu soylemek cok da yanlış degildir diye dusunuyor ve bakmakla gormek arasında fark vardır diyorum.

Hepimiz evimizin modern,rahat ve sık olmasını isteriz.Tasarımcılarda artık sıradanlıktan cıkıp ilgi cekici ve kullanıslı tasarımlar dizayn ediyorlar.Yaratıcılıkta sınır tanımayan bir kac ornegi sizinle paylasmak istedim.


NAPTV


Cocuklar icin TV izlemek en buyuk eglencelerden bir tanesi ama cocuk bu yerinde durdugu gibi durmuyor.Bunu dusunen tasarımcı Sung-kyu nam cocuklar icin tabure TV tasarlamıs.NapTV hem dayanıklı hemde evde fazla yer kaplamıyor.Odasına Tv isteyen ve yer sıkıntısı olan cocuk odaları icin birebir.







KAN YASTIKLAR


Keetra Dean Dixon tarafından tasarlanan bu yastıklar ofiste,evde veya yurtta arkadaslarınıza saka yapmak icin superler.Rahatlıgıyla birlikte bir film sahnesini andıran yastıklar boyutları sayesinde kolay tasınıp her yerde kullanılabiliyor.
Daha fazla resim ve bilgi için http://www.fromkeetra.com/posts.php?post=012






ÇAKIL TAŞI KOLTUKLAR


Çakıl taşı seklinde dizayn edilen yastık ve koltuklar ilkel caglarda magarada yasıyormus hissi uyandırıyor.Bir ayrı kullanım olarakda bahce mobilyasi olarak dusunulebilir cimlerin ustunde buyuk cakıllar cok dogal ve şık bir görüntü oluştururken sizide rahat ettirecektir.Unutmadan söyleyeyim tasarımcı firma livingstones, web adresi ise http://livingstones.fr/

Sıradan hediyeler herkes tarafindan verilir ya daha degisik ama kullanisli olanlar?

sizin için sectigim bir kac ornege bir goz gezdirin sizde begeniceksiniz :))

AROMA HOME HOT SOX FEET WARMERS

Bu coraplari mikrodalgaya atıyorsunuz ve giyiyorsunuz.Sadece sıcak olmakla kalmıyor aynı zamanda farklı esanslara sahipler. 6 farklı modeli ve 5 farklı esansı olan bu ayak ısıtıcılar:)

52.50 TL

CLOCKY

Uyanmakta sıkıntı mı cekiyorsunuz o zaman clocky tam size gore cunku bu saat calmaya basladıgında kendini durdugu yerden yere atıp sizden kacmaya baslıyor.Halıda da cok kolay gidebilen bu saati kovalarken uyanmıs oluyorsunuz.Calma sesi ise tek kelimeyle igrenc eski uzay filmlerini andıran bir calma sesi var ucreti mi ?

69TL

DRİVEMOCİON PURE FACES

İstanbul'un trafigi malum canınız mı sıkılıyor? Bu oyuncak tam size gore o zaman uzaktan kumandalı drivemocionın 5 farklı smileysiyle arka arabadaki suruculeri sasırtın sıkıntıya son verin.Bu arada arka arabadaki sofor smileylere bakarken arabanıza carparsa sirket sorumlulugu kabul etmiyor :)

61.50TL

Bunları nereden mi alacaksınız hemen soyleyeyim www.hobigaraj.com




İyi Alışverişler!!!

İtalya'da zorlu savaş sonrası dönemde bu Venedikli küçük çocuk, ailesinin iki yakasını bir araya getirebilmesi için gazete satmak zorunda kaldı. Kız kardeşi Guiliana çok güzel örgü ördüğü için 60'larda aile küçük bir kazak şirketi kurmaya karar verdi. Luciano İngiltere'ye giderek yünü son dakikada boyama tekniğini öğrendi; böylece sürekli değişen trendlere ayak uydurabileceklerdi. 1963'te ilk mağazalarını açtılar ve bu na zaman içinde yenileri eklendi.

1966'da Fransız tasarımcı Lison Bonfils tavsiyelerde bulunmak üzere Benetton'a geldi ve 12 yıl kaldı. Marka öyle bir başarı yakaladı ki Luciano Benetton, sonradan şirketin merkez ofisi olan Villa Minelli'yi satın aldı ve ilk fabrikasını kurdu. 1969'da Paris'teki mağazalarını açtıklarında Benetton'un stili, renkleri ve hedeflediği (genç ve ekonomik seviyesi yüksek) müşteri kitlesi markanın yükselmesini sağladı. Rue Bonaparte'daki ilk butiklerinde 48-58 renkte 8-12 kazak modeli yer aldı. 1980'de New York'taki Madison Bulvarı'nda, 1982'de Tokyo'da Benetton mağazaları açıldı. Tüm Benetton mağazaları İtalyan mimar Tobia Scarpa tarafından yalınlığın vurgulandığı bir tarzda baştan tasarlandı. Böylece mağazaya giren müşteriler koleksiyonun çizgisini hiç zorlanmadan görebileceklerdi.

2003'te Benetton ailesi profesyonel yöneticilere daha çok sorumluluk vererek arka plana geçti. 2005 yılında Benetton artık United Colors of Benetton, 012 ve Sisley etiketiyle 120 ülkedeydi. Benetton'un kültürel mirasını yaşatmak amacıyla 1995'te iletişim ve araştırma merkezi Fabrica kuruldu. Fabrica, Treviso'nun hemen dışında bulunan, Japon mimar Tadao Ando tarafından restore edilen tesislerinde gerçekleştirdiği aktivitelerle kendini çokkültürlü ve uluslararası bir kimlikle özdeşleştiriyor.

kaynak : koniks.com.,milliyet

Eger benim gibi tarihi romanlari seviyorsaniz size iki onerim var.

1) Serinin 4. kitabi olan ve İngiliz kraliyet ailesinin hayatinin parcalarini anlatan Philippa Gregory'nin yeni kitabi Mahkum Prenses.Bu Kitabında Philippa Gregory Aragonlu Katherine'nin hikayesini anlatıyor.Yani VIII. Henry'nin ilk karısı. Philippa Gregory Kitaplarinda anlatimi hep olayın ana karakterlerinin disindan 3. bi karakterin gozunden ifade ediyor buda bizi tamamen kitabin icine cekerek o donemde yasatiyor.

2)David Gibbins'in Son Ahit kitabi. Yazarin Turkceye cevrilmiş 3. kitabi Son Ahit.Kitap konu olarak diger kitaplarinda da yer alan arkelog Jack Howard ve arkadaslarinin Sicilya aciklarindaki St Paul batığından Vezüv'ün patlamasıyla yok olan eski bir kütüphaneye, Roma sehrinin altındaki kanallardan kudüs'ün kutsal bölgelerine kadar uzanan bir zaman tüneline süreklenmesiyle baslarina gelen maceralari ele alıyor.David Gibbins'in en onemli ozelligi kendisinin aslında su alti arkelogu olmasidir ve kitaplarinda kendi uzmanlik alanın bir cok etkisini gorebiliyoruz. Buda hikayelerin inanılırlıgını artırıyor.

Son donemlerde her firma rakipleri arasında fark yaratabilmek için farklı farklı yontemler arıyor.Logo tasarımları ve bunların anlattıklarıda bu yontemlerden biri.Sizinle en begendigim logolari ve ne anlatmak istediklerimi paylasmak istedim.Kesinlikle beyinin algı merkezine yonelik olup insanın ilk bakısta anlamasada bilinc altında her zaman bildiklerinin nası logolar tarafından anlatıldıgının cok guzel ornekleri.Google orneginde google logonun icinde 2008 gizli. Google bu logoyu 2008 de 25. yıl donumunu kutlarken kullandı.

Fransanın baskenti Paris'in simgelerinden biri olan Lafayette alısveris merkezinin logosunda "tt" harfleri nasılda Fransanın simgesi olan Eifel kulesini olusturuyor

Bir baska ornekte internet uzerinden kitap satısıyla unlenen amazon.com dan bu logo iki anlam tasıyor.İlki burada A'dan Z'ye herseyi bulmak mumkun imaji ikinciside logonun altında okun gulumseyen yuz cizerek musteri memnuniyetini vurgulaması yaratici olmus.

Surekli karsımıza cıkan bir logo olmasina ragmen E ve X harfleri arasindaki ok cok az kisi tarafindan farkedilebiliyor.Şirket bu sayede cok hizli teslimat yaptiginin mesajini veriyor. Oku gormememize ragmen beynimiz bunu algılayarak insana bu hissi verdigi soyleniyor.